Kahve üretiminde El Nino ve La Nina tehlikesi

Gaziantep Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazım Şekeroğlu El Nino ve La Nina hava olaylarının kahve üretimini olumsuz etkilediğini, asıl tehlikenin ise iklim değişikliğiyle birlikte kahve üretim alanlarının daralması olduğunu söyledi.

Birçok ülkenin kahve için belirlediği ulusal bir gün bulunurken Uluslararası Kahve Örgütünün (ICO) ortak bir gün kararlaştırmak üzere başlattığı çalışmalar sonucu 2014’ten bu yana 1 Ekim, Uluslararası Kahve Günü olarak kutlanıyor.

Birleşmiş Milletler Gıda Örgütü (FAO) verilerine göre, kahve, dünyada ticareti en fazla yapılan tropikal ürün ve 25 milyon hane, kahve üretiminden gelir elde ediyor. Brezilya, Vietnam ve Kolombiya en çok kahve üreten ülkeler arasında yer alırken Avrupa Birliği (AB) üyeleri ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) kahvenin en çok tüketildiği ülkeler olarak öne çıkıyor.

Kahve üretiminde Arabica ve Robusta olmak üzere iki temel çekirdek bulunuyor. Robusta üretiminin en yoğun olduğu bölgeler Vietnam, Endonezya ve Hindistan olurken Arabica, Orta ve Güney Amerika’da yoğun olarak üretiliyor.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı UNEP tarafından iklim anomalisi olarak tanımlanan El Nino ve La Nina hava olaylarının iklim kriziyle birlikte şiddetlenmesi bu ülkelerdeki kahve üretiminde dalgalanmalara neden oluyor.

LA NİNA ÜRETİMİ DAHA OLUMSUZ ETKİLİYOR

Güney Amerika ülkesi Brezilya’da, Sao Paulo Devlet Üniversitesi akademisyenleri tarafından yürütülen bir çalışmada, kahve üretiminde El Nino ve La Nina’nın etkili olduğu yıllarda standart sapmalarda bazı değişimler meydana geldiği görülürken, bu hava olaylarının, bazı bölgelerdeki kahve üretimine ciddi etkilerinin olduğu belirlendi.

Söz konusu bölgelerde La Nina döneminde elde edilen ürün miktarı, El Nino döneminde alınan ürün miktarından hektar başına 325 kilogram daha düşük oldu.

Robusto çekirdeğinin daha fazla üretildiği Endonezya’da, El Nino ve La Nina’nın bölgesel üretimi nasıl etkilediği üzerine yapılan bir diğer çalışmada da benzer sonuçlara ulaşıldı.

Endonezya IPB Üniversitesi (Institut Pertanian Bogor) akademisyenleri tarafından 2021’de gerçekleştirilen çalışmada ülkenin en çok kahve üretilen 7 bölgesindeki üretim verileri, 1993 ve 2019 arasındaki çeşitli periyotlarda değerlendirildi.

Yapılan çalışma sonucu La Nina ve El Nino’nun kahve üretim noktaları üzerinde farklı etkileri olduğu saptandı. La Nina’nın bir bölge hariç tüm bölgelerde verimliliği düşürdüğü saptanırken, El Nino’nun etkili olduğu dönemlerde 3 bölgede düşüş gözlemlendi.

SICAKLIK DEĞİŞİMİNİN KAHVE ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Aynı zamanda Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Kahve ve Hindiba Komisyonu Üyesi olan Şekeroğlu, El Nino ve La Nina hava olaylarının kahve üretimi üzerindeki etkisine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Sıcaklığın 5 derecenin altına düştüğü durumlarda bitki üzerinde oluşan buz kristallerinin öldürücü etki yaparak çiçek tomurcuklarını, çiçekleri ve meyveleri yok edebileceğini ve yapraklarda don yanıklarına neden olabileceğini aktaran Şekeroğlu, uzun süreli soğukların kahve bitkisine ciddi zarar verdiğini bildirdi. Şekeroğlu, Ağustos 2021’de Brezilya’nın Sao Paulo eyaletinde yaşanan aşırı düşük sıcaklıklarda çok sayıda kahve bitkisinin donduğunu hatırlattı.

Şekeroğlu, düşük sıcaklığa alışkın olmayan kahve bitkilerinin, La Nina’nın yaşandığı dönemlerde ciddi zarar gördüğünü vurgulayarak, bununla birlikte El Nino’nun etkili olduğu yıllarda yaşanan sıcaklık artışlarının da kahve bitkisine zarar verebileceğine, verim ve kalitede düşüşler görülebileceğine dikkati çekti.

FİYATLAR ARTACAK

“El Nino ve La Nina, kahve piyasasını etkilese de asıl mesele küresel iklim değişikliğiyle birlikte kahve üretim alanlarının daralması ve üretimin tüketimi karşılayamayacak olmasıdır.” diyen Şekeroğlu, küresel ısınmanın devam etmesi durumunda gelecek 50 yıl içinde kahve üretim alanlarının yarıya yakınının elverişsiz hale gelebileceği tahminini paylaştı.

Şekeroğlu, şunları söyledi:

“Bu durum kahve fiyatlarının hatırı sayılır bir biçimde artacağını, Robustaya göre daha aromalı ve kaliteli olan Arabica kahvelerine erişimin güçleşeceğini göstermektedir. Yükselen fiyatlar sonucu kahve harmanlarında Arabicaya göre düşük fiyatlı Robusta kahvelerinin oranının artması zaten alışılan kahve aromasını giderek yok ediyor. Bu aşamada kakule, muskat, vanilya ve tarçın gibi baharatlar veya çikolata benzeri ilavelerle aromalı kahvelerin tüketiciye sunulması piyasa oyuncularının ileriye dönük projeksiyonları arasında. Filtre kahve, espresso ve Türk kahvesi sevenleri ise maalesef zor günler bekliyor.”

Şekeroğlu, kahvenin sürdürülebilirliği açısından bireylerin neler yapabileceği hakkında, “Kahveye gereken değeri verip daha kontrollü tüketmek en makul yol gibi görünüyor. Ama en etkili çözüm küresel ısınmanın önüne geçmek olacak.” değerlendirmesinde bulundu. (AA)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir